Page 13 - Life in Life - Ocak 2020
P. 13

Birçoğumuz çocukluğumuzu düşündüğümüzde
               aklımıza, mahallemizdeki ya da köyümüzdeki kedi
               ve köpekler de gelir. Sanırım hepimizin sevgili
               dostlarımızla anıları vardır, öyle ki, önceden
               “mahallemizin kedisi, mahallemizin köpeği” diye
               bir tabir vardı bir nesil bunu çok iyi hatırlayacaktır.
               Herkesin, artan yemekleri ile beslediği, çocukların
               onlarla oyunlar oynadığı, büyüklerin geçip
               giderken başlarını okşadıkları kedileri ve köpekleri
               vardı… Günümüzde, şehirleşme ve nüfusun
               artmasına bağlı olarak doğal yaşam alanları ve
               parkların azalması, mahallelerin sokakların yerini
               alan site blokları, plazalar, betonlaşmanın artması,
               günlük hayatın telaşında unuttuğumuz komşuluk
               ilişkilerimiz, sosyal bağlarımız, yardımlaşma
               geleneğimiz bizleri etkilediği kadar sokaktaki
               dostlarımızı da ne yazık ki olumsuz etkiledi.

               Ülkemizde, sokak hayvanlarına yardım
               hizmetleri her ne kadar belediyeler tarafından
               yürütülüyor olsa da belediyelere bağlı bulunan
               barınak sayısının ve bu barınakların imkân ve
               kapasitelerinin azlığı gibi sebeplerle bu tür
               hizmetlerin yetersiz kaldığını maalesef biliyor ve
               görüyoruz. Yani mesela, bir ya da birkaç köpekten
               rahatsız olup korktuğumuzda belediyenin bu
               konudaki hizmetlerinden yararlanmak adına,
               köpeklerin belediye barınaklarına alınmasını talep
               ediyoruz ya, emin olun aslında o an onlar için
               çok da iyi bir şey yapıyor olmuyoruz. Çünkü ne
               yazık ki barınaklar kapasitesinin çok üstünde kedi
               ve özellikle köpek alarak bu çaresiz ve tek derdi
               karnını ve yavrularını doyurmak olan canlara tam
               anlamıyla bakamıyor. Çözüm, onları toplumdan ve
               doğadan tecrit ederek küçük kafeslere kapatmak,
               hastalıktan ya da yetersiz beslenmeden ölmelerini
               ve böylece onlardan kurtulmayı sağlamak değil,
               çözüm öncelikle onlara sevgiyle yaklaşmaktır.
               Kaçış yolunun değil çözümün ortağı olmak en
               güzelidir, “gelip bunları barınaklara kapatın”
               diye değil, sayılarının kontrol altına alınmasını
               sağlamak için kısırlaştırılmalarının ve aşılanıp
               küpelenmelerinin yapılmasını sağlamak, yine

                                                                                                                      13
                                                                                                                      13
   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18