Page 78 - Life in Life - Haziran 2019
P. 78
life SAĞLIK
Obezitenin sorumlusu yoksa mikroplar mı?
Bağırsak mikrobiyotası sağlık ve hastalıkta insan için
büyük önem taşımaktadır. Bağırsak mikrobiyotasının
vitamin sentezi, yağ asiti metabolizması, trigliserid
metabolizması gibi normal vücut fonksiyonlarına çok
önemli etkileri vardır. Bağırsak mikrobiyotasındaki
faydalı ve zararlı bakteri oranının bozulması ve sızdıran
bağırsak oluşması ile düşük düzeyli inflamasyonun ilk
ortaya çıkan sonucu metabolik sendromdur. Metabolik
sendrom, insülin direnci ile başlayan süreç günümüzün
en önemli problemlerinden biri olan fazla kilo,
mikroorganizma oran değişiklikleri ve onların kendi
metabolizma ürünlerinin bizim vücut salgılarımızın ve
organlarımızın çalışmasını etkilemeleri ile gerçekleşir.
Yani obeziteden bağırsak mikrobiyotamız sorumludur.
Obezite bu anlamda, mikroorganizma dengesizliği ile
oluşan mikrobiyal, inflamatuvar bir hastalıktır.
Bağırsak mikrobiyotasının hastalıklarla ilişkisi nasıldır? Bu dengesizlikler nasıl çözülebilir?
Bakterilerin oranları kişiden kişiye değişir. Üzerinde Bakteri oranlarının desteklenmesi üzerine yoğunlaşan
önemle durduğumuz bağırsaktaki mikroorganizma probiyotik ve kişiye özel beslenme yaklaşımlarını
topluluğunun analizi, aslında Hipokrat zamanından tıbbın en güncel konularından biridir. Bağırsak
beri vurgulanmakta olan bir konu. Hipokrat’ın bir mikrobiyotasına neyin iyi geleceğini öğrenip belirlemek
sözü var; “Bütün hastalıklar bağırsakta başlar.” diyor. floranın prebiyotik ve probiyotiklerle desteklenmesi
Kanser süreçleri, yaşlanma, hipertansiyon, depresyon, ve öncelikle sağlıklı flora oluşturmak kaydıyla
günümüzün önemli hastalıklarından bir tanesi olan sağlıklı yaşam koşulunu gerçekleştirmek oldukça
obeziteye yol açan alt endokrin sebepleri oluşturan ilgi çekmektedir. Probiyotikler seçilmiş bakterilerin
metabolik sendrom, tip 2 diyabet gibi hastalıkların belli konsantrasyonda hazırlanmasıyla oluşturulmuş
aslında bağırsakta bulunan bakterilerin oranlarının formüllerdir. Prebiyotikler ise; bu bakterilerin
değişikliği ile ilişkisi ortaya konmuştur. Üzerinde çoğalmasını sağlayacak lifli bir gıdalar ve ticari olarak
önemle çalışılan bir alan ve yapılan çalışmalar da sağlanan preparatlardır.
bize, bağırsak normal florasındaki popülasyondaki Probiyotik-Prebiyotikler mikrobiyotayı nasıl etkiliyor?
dengesizliklerin, kişide biraz önce bahsedilen Probiyotikler “yeterli miktarda alındıklarında endojen
hastalıklara çok ciddi zemin hazırlayabildiğini mikrofloranın özelliklerini geliştirerek, konak sağlığını
gösteriyor. Bağırsakta bulunan bakterilerin dengesi olumlu yönde etkileyen canlı mikroorganizmalar”
bozulunca (disbiyozis) sızdıran (geçirgen) bağırsak olarak tanımlanmaktadır. Bir ürünün probiyotik olarak
(leaky gut) oluşur. Belirtileri ise, şişkinlik, sindirim tanımlanma için insan kaynaklı olması, mide asiditesi ve
problemleri (kabızlık, ishal), yorgunluk, halsizlik, safra asitlerine karşı dirençli olması, sindirim kanalında canlı
bitkinlik, sık hastalanma, fibromiyalji, sebebi kalabilmesi, bağırsak epiteline tutunabilmesi, doğal floraya
bulunamayan baş ağrıları ve migren, duygulanım adapte olması, sindirim sisteminde kolonize olabilmesi,
bozuklukları, gıda duyarlılıkları, alerjiler, kilo alma, antimikrobiyal maddeler salgılayabilmesi (bakteriosin gibi),
metabolik sendrom, obezitedir. patojen ve toksik olmaması, konakçı sağlığı üzerinde olumlu
78