Araba sürmek benim için yalnızca bir ulaşım aracı kullanmak değil; ruhumu besleyen, her anından keyif aldığım bir tutku. Bu tutku beni her defasında yeni bir deneyime sürüklüyor ve bu yıl hem Tesla Model Y Performance hem de Mercedes E 250’yi aynı anda kullanma fırsatı buldum. Mercedes’im zaten vardı ve oğlumun önerisiyle Tesla Model Y Performance aldım. Birden elektrikli araca geçmekten korktuğum için yıl boyunca ikisini birlikte kullandım.

İki farklı dünya: biri saf elektrikli hız, diğeri ise zarafetin ve lüksün kusursuz birleşimi. Sürücü koltuğuna oturduğunuzda iki arabanın da sizi nasıl bambaşka diyarlara götürdüğünü hissetmek tarifsiz bir deneyimdi. Her seferinde hangisini seçeceğim konusunda heyecan duyarak otoparka indim. Hadi, bu iki muhteşem aracı direksiyon başında hissetmenin nasıl olduğunu konuşalım.

**Hızın Geleceği ve Lüksün Klasiği: Tesla Model Y ile Mercedes E 250’nin Karşılaştırması**
*Heyecanlı Yolculuk: Direksiyon Başındaki Prof. Dr. Nesrin Çobanoğlu Yüksel’in Kaleminden*
*Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı*

### Tesla Model Y Performance: Torkun Gücüyle Başım Arkaya Yapıştı

Tesla Model Y Performance’a ilk oturduğumda, minimalist iç mekanın sadeliği beni büyüledi. Fakat asıl büyü, ayağımı gaz pedalına dokundurduğum anda başladı. Tamamen elektrikli motorun sunduğu ani tork beni resmen koltuğa yapıştırdı. İnanılmaz bir hızlanma! Bu ivmeyi bir benzinli araçta bulmanız neredeyse imkansız.

456 beygir gücüyle, 0’dan 100 km/s hıza 3.5 saniyede ulaştığımda kalbim adeta göğsümden çıkacak gibiydi. Elektrikli motorun sessizliği ve anında tepki veren gaz pedalına rağmen, Tesla’nın sunduğu bu güç patlaması insana adrenalin pompalayan türden. Direksiyon başında, torkun gücünü her bir hücremde hissederken, Ludicrous Mode’u devreye soktuğunuzda araç daha da vahşi bir hal alıyor.

Hiçbir titreşim, motor gürültüsü ya da gecikme yok. Sessiz bir fırtına gibiydi; hızlanıyorsunuz ama neredeyse hiç ses duymuyorsunuz. Bu özellik, özellikle yüksek hızlarda kontrolü elden bırakmadan keyifli bir sürüş sunuyor. Tesla’nın sunduğu bu hız ve ivmelenme, her seferinde beni hayrete düşürdü ve sanki başım sürekli koltuğa yapışıyormuş gibi hissettim. Japonya’da katıldığım bir konferansta “kamikaze” kelimesinin içerdiği tüm anlamı yüreğimde hissettim; doğanın en büyük güçlerinin (fırtına, sel) tamamının bir araya gelmesi gibiydi.

### Mercedes E 250: Zarafetin ve Konforun Kucaklayışı

Tesla’dan Mercedes E 250’ye geçtiğimde, farklı bir dünyaya adım atmış gibi hissettim. İlk fark ettiğim şey, kabinin içine yayılan lüks ve rahatlık oldu. Her bir dikişi özenle yapılmış deri koltuklar, kaliteli malzemeler ve zarif detaylar sizi hemen etkiliyor. Mercedes, sürüşteki konforu ve zarafeti bir sanata dönüştürmüş.

Evet, E 250’nin 211 beygir gücü Tesla’ya kıyasla daha düşük, ancak bu durum bana daha çok zarif bir dans gibi geldi. Sürüş sırasında motorun huzur veren sesi, süspansiyon sisteminin yolun tüm pürüzlerini adeta yok etmesi, direksiyonun yumuşak ama kararlı tepkileriyle birleşiyor. Mercedes E 250 ile yol almak, adeta klasik bir müzik dinlemek gibi; her nota dengeli, her geçiş pürüzsüz.

Tesla Model Y Performance ile hissettiğim adrenalin patlamasının aksine, Mercedes E 250 bana dinginlik ve huzur sundu. Bu iki araç, farklı ruh hallerine hitap eden eşsiz deneyimler yaşattı. Biri hızın ve teknolojinin doruklarında bir yolculuk, diğeri ise zarafetin ve konforun kucakladığı bir serüven.

Yazının devamını okumak için sayımızı inceleyebilirsiniz.