Diyabet, halk arasında şeker hastalığı olarak da bilinen Diabetes Mellitus, kandaki glukoz (şeker) düzeyinin yükselmesiyle karakterize, ilerleyici ve yaşam boyu süren bir hastalıktır. Dünyada 537 milyon yetişkinin diyabetle yaşadığı bildirilmektedir. Diyabet sıklığı tüm dünyada artış göstermektedir. Bulaşıcı bir hastalık olmamasına rağmen, Dünya Sağlık Örgütü tarafından bir epidemi olarak tanımlanmıştır.

Ülkemizde de diyabet sıklığı artan önemli bir halk sağlığı sorunudur. Uluslararası Diyabet Federasyonu, Türkiye’nin 2045 yılında dünyada diyabet sıklığı en yüksek olan on ülkeden biri olacağını öngörmektedir. Diyabet hastalarının %90’dan fazlasını Tip 2 diyabet oluşturur. Tip 2 diyabette genellikle insülin direnci söz konusudur; vücut insülin hormonunu düzgün kullanamaz, yeterli insülin üretemez veya her ikisi birden olabilir. Bu durum kan şekerinin yükselmesine yol açar.

Tip 2 diyabet, genetik yatkınlık ve sağlıksız yaşam alışkanlıklarının bir araya gelmesiyle ortaya çıkar. Daha nadir görülen Tip 1 diyabette ise, pankreasın insülin üreten beta hücrelerine bağışıklık sistemi aracılığıyla zarar verilir ve insülin üretimi durur. Bu nedenle insülin tedavisi hayat kurtarıcıdır.

Tip 2 diyabetli kişilerde sık görülen belirtiler arasında sık idrara çıkma, aşırı susama, ağız kuruluğu ve açıklanamayan kilo kaybı yer alır. Diyabet tanısı; kan şekeri ölçümü, HbA1c testi (son üç ayın şeker ortalamasını gösterir) ve oral glukoz tolerans testi (OGTT) ile konulabilir. Şeker yükleme testi, gebelik diyabetinin tanısında da kullanılır ve hem anne hem de bebek için güvenlidir.

Diyabeti olan her iki kişiden birinin hastalığından habersiz olduğu tahmin edilmektedir. Erken tanı ve tedavi, diyabetle ilişkili komplikasyonları önlemek, yaşam süresini ve kalitesini artırmak için önemlidir. Diyabet belirtileri gösteren kişilerin sağlık kuruluşlarına başvurarak gerekli tetkikleri yaptırmaları gerekmektedir.

Diyabet, hayat boyu tedavi edilmesi gereken kronik bir hastalıktır. İyi tedavi edilmediği takdirde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. halinde göz, böbrekler, sinir sistemi, kalp damar sistemi vb tüm sistemleri etkileyebilir, akut ve kronik komplikasyonlara yol açabilir. Diğer yandan hastalığın kontrolü ne kadar erken ve iyi sağlanırsa bu komplikasyonların gelişmesi engellenir veya geciktirilebilir. Tip 2 diyabet tedavisinde diyet ve ağızdan alınan ilaçlar yeterli olabilir. Günümüzde, tip 2 diyabet hastalarında kan şekerini ve komplikasyonların gelişimini önleyen çok sayıda etkin ilaç seçeneği mevcuttur. Ancak bu ilaçlar hastalığın kontrolünde yeterli olmadığında, gebelikte, bazı ek sağlık sorunları gelişmesi gibi durumlarda insülin kullanılması gerekebilir. Böyle durumlarda insülinin hastalığın ilerlemesini yavaşlatan, hastalığa bağlı komplikasyonları önleyebilen, kan şekeri kontrolünün sağlanmasında yararlı olan çok önemli bir tedavi olduğu hastalar tarafından bilinmelidir.

Yazının devamını okumak için sayımızı inceleyebilirsiniz.